Şiirler

Köyümüze Şiirler

KOKUSUNU ÖZLÜYORUM

Kezekle pişirirdik bostanda kumpür

Süt içirirdi bize çoban emmi Kadir,

Sütü hep pınarın gözünde dinlendirir

Kuzuyu alıp götürüşümü özlüyorum.

Bahar gelince çift sürmeye giderdik,

Tarlalarda cayır cayır yanar biterdik,

Boyumuz yetişmez sağa sola çarpardık,

Sürülen toprağın kokusunu özlüyorum.

Azık belimizde, ormanda yalnızız,

Önümüzde olurdu üç beş camız,

Yağmurda   meşeler     sığınamız,

Soğanla ekmek yediğimi özlüyorum.

Koşardım   tarlalarda, çalışırdım harmanda,

Savururum samanı güç yetmez, büyük yaba,

İçim yandıkça koşardım Ağpınar’daki suya,

Katıktan yapılan yarmalı aşı özlüyorum.

Akşam olunca harmanda oyun kurulurdu,

Uyuyan olursa tekere bağlanıp salınırdı,

Manzarayı görünce korkup bas bas bağırırdı,

Ay gördüm oynadığım yerleri özlüyorum.

İtler arkamıza düstüğünde kaçardık,

Bulabilirsek taşı, başına çarpardık,

Hele sahibine hiçte göz açtırmazdık,

Bahçelerden çaldığım elmaları, özlüyorum.

Elma sahibi hırsızlığın farkına vardığında,

Kovalayarak taşı kafamıza vurdugunda,

Beşircan dünya hali bu her şeye aldırma,

Duvarlardan atlarken düstüğüm yerleri özlüyorum

Beşir Yılmaz

YOZGAT’IM

Oğuz Boyu soyundan, Yavuz’un Dayısı,

Dünyaya yayılmışlar bilinmiyor sayısı,

Seve seve can verirler hep ülke sevdalısı,

Irkına sahip çıkanlarına kurbanım Yozgat’ım.

Millet düşmanlana amansız siper sineleri,

Ellinin üzerindedir cepheden gelen şehitleri,

Analar-bacılar feryatta, takatsız bedenleri,

Mübarek gözyaşlarına kurbanım Yozgat’ım.

Yerköy, Şefaatli, Boğazlıyan ile Sorgun,

Tahıl ambarı, ülkem kıtlık bilmez hiç birgün,

Çayıralan, Akdağ yaylalarında soğuk suyun,

Bereketli topraklarına kurbanım Yozgat’ım.

Çekerek’te yetiştirirler, patetes ile soğan,

İnsanlar şifa alır Sarıkaya’daki kaplıcadan,

Şafak’la kalkarak tarlaya gider kız ile kızan,

Elleri nasırlı yiğitlerine kurbanım Yozgat’ım.

Büyükcami’de huşu   ile kılınır namazlar,

Yozgat’lının yücelmesi için bütün niyazlar,

Ahmet Efendi’den     alınırdı hep feyizler,

Ses getiren insanlarına kurbanım Yozgat’ım.

Bahar’da çamlığın çiçeklerle bezenir,

Hıdırellez gelince eğlenmek için gidilir,

Kurbanlar kesilerek testi kebapları yenir,

Havana suyuna kurbanım Yozgat’ım.

Merttir insanları   kimseyi satmazlar,

Üç- beş kuruş için hiçte çaptan düşmezler,

Çabuk kırılırlar amma…   daim küsmezler,

Affeden erlerine kurbanım Yozgat’ım

Bizleri bir araya getirdi Mamak’taki Yozgat’lılar,

Bürokratı çoktur, çıkarır milletvekili ile bakanlar,

Temennimiz odur İnşallah daha da çoğalırlar,

Yetişen canlara kurbanım Yozgat’ım.

Ata erkildir bütün ailelerinin yapısı,

Hepside içten ülkemin candan sevdalısı,

Kış gelince arabaşı yapılır tepsi tepsi,

Zevkle çorbayı içenlerine kurbanım Yozgat’ım.

Beşircan sevdalıdır havan ile suyuna,

Saygıda   kusur etmez ecdat ile soyuna,

Bizleri bölmeye çalışırlar, her şey boşuna,

Birlikte tutan gücüne kurbanım Yozgat’ım.

Beşir Yılmaz

GELDİM SANA

Ağpınar, Ürneç yolundan,

Yaya olarak geldim sana.

Kalenin yüzü ile ılıcadan,

Hasretinle baktım sana.

Çamlısaray, Çolağın Gölünden,

Oluklu’dan da su getirdim sana.

Kalın harman ve Kör Pınardan,

Birilerini arayarak geldim sana.

Medreseden geçerek mezarlara çıktım,

Göçen canları görmek için geldim sana.

Ecdat kara toprak olmuş hüzünle baktım,

Tövbe ettim gelmemek için bir daha sana.

Garip Mezarından Kartalı temaşa ettim

İnce Tarla’dakileri ziyaretle geldim sana.

Gömük Pınarına ekinleri yararak vardım,

Suyunu tarlaya akıtmak için geldim sana.

Belan Harmanda sıcakta düven sürenlerle,

Sap gölgesindekileri görmek için geldim sana,

Akşam olup harmanda oyun kuran veletlerle,

Ay gördüm oynayabilmek için geldim sana.

Helke ile su çeşmelerden götüren güzellere,

Uzaklardan bakmak amacıyla geldim sana.

Kucağında çocukla yolda bekleyen gelinlere,

Geçin diyen erleri görmek için geldim sana.

Aşağı ve yukarı ki camide okunan ezanlara,

Aziz Allah diyenleri görmek için geldim sana,

Hacı Ali’nin armudu altında oturanlar erlere

Camiler boş gidip doldurun diye geldim sana.

Baldıranlıdan topladığım mantarı,

Komşulara ikram için geldim sana,

Kayalı Boğazdan kuzu oğlaklarını

Yufka ile yemek için geldim sana.

Yaz gelince burcu burcu kokan,

Havanı teneffüs için geldim sana.

Aguşunu açmış bekleyenlerden,

Haber alabilmek için geldim sana.

Devir değişmiş kapanmış tüm odalar,

Misafir alacak var diye geldim sana,

Garibe kapı açıp hazırlanacak sofraları,

Bulunur mu acaba diyerek geldim sana.

Çoğu evler kapalı, kilitler vurulmuş,

Açacakları bulmak için geldim sana.

Ana baba, yarenler de yok olmuş,

Seslerini duymak için geldim sana.

Köseli Dağından kızak kayarak,

Donmuş ayaklarımla geldim sana,

Büyük Pınardan ibriği doldurarak,

Abdest tazelemek için geldim sana.

Beşircan geçmişi hatırlaması işte,

Belki bir umut diye geldim sana.

Herkesi alıp götürmüş Almanya,

Gidenler gelmez diye geldim sana.

BEŞİR YILMAZ

KESİRİÇ

TEPEDE DURUR ONUN DEDESİ

PEK KEYİFLİDİR SEYRETMESİ

ARADA BİR KAPANSADA ÇEVRESİ

NİCE SIRLARLA DOLU KALESİ

ŞEMSETTİNİN ORDADIR DİKİLİ TAŞI

HELALDIR HERKESE EKMEĞİ AŞI

ON İKİNCİ AYDA KIRARIR SAÇI

ÇOK ÜNLÜDÜR TOPAKTAŞI

YOLUN KENARINA DOLAR ILICANIN SUYU

KENARDAN GEL DİYOM İNGİLİZİN OĞLU

NE GÜZELDİR ŞU TATLARIN HUYU

DÜRÜM ALMIŞLAR KOCA ÖKÜZÜ

MANTAR TOPLAYCAKSAN SEKİDEN BAŞLA

ORADAN GEÇ TOPAL HASANIN BOZUNA

FIRINLIĞA GİRERKEN DİKKAT ET YILANA

ADİLİN VURULDUĞU YERİ SAKIN UNUTMA

BAYILIRIM KIŞINA YAZINA

HERKES HAYRAN ZEBİNİN KIZINA

TEMİZ HAVA İÇİN ÇIK KALENİN YÜZÜNE

VER BAĞRINI KÖSELİNİN DÜZÜNE

YAZIN ÇAYIRI TIRPANLA BİÇ

BAĞRIN YANDIYSA SUYU OLUKLUDAN İÇ

KÜLEKÇİDEN ÇIKINCA GÖRÜNÜR DEPOSU

KENDİNE YETECEK KADAR VARDIR KORUSU

KENDİNCE ÖTER HERKESİN BORUSU

HER ZAMAN VARDIR TARTIŞILACAK KONUSU

KIŞIN ÇOCUKLAR ÇIKAR KÖSELİYE

HAKSIZLIK ETMEZ KİMSE KİMSEYE

KARŞILIK VERİLİR BURDA EMEĞE

ÇOK HÜRMETKARDIR MİSAFİRİNE

İÇECEKSEN SUYU BÜYÜK PINARDAN İÇ

O ZAMAN BÜRÜNÜR İÇİNE SEVİNÇ

BULAMAZSIN ARTIK ORDA KERPİÇ

HERŞEYE RAĞMEN ŞİRİN YERDİR KESİRİÇ

SÜRÇÜ LİSAN OLMUŞSA AFFOLA

SAFDURMUŞ ÇAMLARI BİÇTİMİ OLA

BU SENE BEKÇİ GALİP Mİ DURA

GENEDE Bİ SORUN BORUCUN OĞLUNA

Mustafa Albayrak

HASAN HUSEYIN ASLAN’IN ANISINA

Hasan Hüseyin derlerdi senin adına,

Aslanlar doymamıştır daha tadına,

Sevenlerini dermişsin hep baş ucuna,

Allah kelamınıi bıraktın sen oğluna,kızına,

Ne mutluki atalılığını yaptın o evlatlarına.

Hutbelerde okur idin Allah kelamını,

Ulu yaradandır verip alan o canını,

Sevenlerin arkandan eder duanı,

Ele koymadı Yaradan seni,

Yerin cennet olsun,yerin hep belli,

Insanları üzdün gittin,dünya hep fani,

Nergizler bürüsün o güzel teni.

Ağlattın arkandan oğlunu,kızını,

Sılada bıraktın son kez izini,

Lal eyledin göçerken ağzındaki dilini,

Adaletli davrandın,incitmedin Allah kulunu,

Ne mutluki sevenlerin gördü güzel olümünü.

DAMADI FARUK KAYAHAN

DENEME

Çayıralandır ilçem Kesiriçtir köyüm

İzzet Yılmazdandır bu dörtlüğüm

Sen ne güzel köysün kurban olduğum

Çamsereye çıkıp havasını soluduğum

Kar yağar gıtlıktan çıkmış gibi

Güneş açar mazot yakar gibi

Galenin yüzü mübarek alisamiyen gibi

Herşey senle güzel kar boran tipi

Dağlar dağladı beni

Gören söyledi seni

Ay akşamdan ışıktır da

Kesiriç bek yalnızdır

Ufkun sözü burda biter

Almancı gelir yabancı gider

Bu şiir sizedir Kesiriçliler

O iyidir şükür halinizi suval eder

UFUK YILMAZ

KÖYÜM’E

Yozgat Çayıralan Kaletepe,

Eskiden binerek giderdik jipe,

Karşısında asırlık köseli tepe,

Özlerim senin kırını bayırını,

Çelik çomak oynadığım kalın çayırını..

Çıkarsın kaleye bakarsın karşıya,

Erciyes, Akdağ selam verir sana,

İki mezarlık görürüsün ortasında,

Özlerim köyümü Ağpınarı, Kartalı,

Ilıcada korkarak bostan suladığımı,

Odun getirirdik, Pamukoğlundan,

Korkarak geçerdik kanlı tarladan,

Kurtulursak eğer hain ormancıdan,

Özlerim at arabasıyla kaçtığım yerleri,

Taştan kırılan onardığım tekerleri.

At, öküz,inek ile koyun yayardık,

Bekçi geldiğinde bırakıp kaçardık,

Çolağın gölünde mantar toplardık ,

Özlüyorum hardalı, cacığı, turpu, kangalı,

Hırsızlık yaptığım Çamlısaray’daki bağlari

Bazen at, öküz ve de camızla çift sürerdik,

Toprağa gömülü yoğurdu ayran yapar içerdik,

Akşam olacak diye daima güneşi süzerdik,

Özlüyorum yabayı tırpanı, tırmığı, çifti,

Harmandan kaçıp saklandığım yerleri

Elimize verilirdi kaymaktan dürüm,

Akşama kadar Çamlısaray’ da sürün,

Eğer köyde olursa hele de bir düğün,

Özlüyorum kaçarak geldigim yerleri,

Öşür damında oynadığım ilikleri

Köyüm kurulmuş kalenin yamacına,

Hiçbir şey bırakmadı kahpe Almanya,

Geri gelir mi gidenler bir gün acaba,

Özlüyorum gelin-kızların beklediğini,

Yoldan geçen erkeklerden çekinip gittiğini,

Tilki deliği, Süleymanağa Köyü Ilıca,

Sapları yüklerdik anadut ile kağnıya,

Hele de aniden yağmur yağdığında,

Özlüyorum sapı saçtığım harmanı,

Yağmur gelince bilezik yaptığımı.

Beşir Yılmaz

KURBAN

Dağları yardın,ağaç ile taşları kırdın,

Meşe kütüklerini lime lime parçaladın,

Ormanlarda dolaşan sanki bir kraldın,

Nasırlı   ellerle açılan yerlere kurban.

Örenler     ayıkladın meyveler diktin,

Zaman geldi. yüzlerce dönüm biçtin,

Yoktu paran. yemek yerine su içtin,

Alın teriyle kazanılan mallara kurban.

Bazen at sırtında   , bazen yayan,

Hiç gelmezdin ılıca’daki tarladan,

Yağmurda. çağırırdın harmandan,

Yağmur altında ıslanan bedene kurban.

Kardeşler Almanya’da sen kaldın köyde,

Eve geldiğinde çamur eksik olmazdı dizde,

Medet beklerdin üşüyünce ocaktaki közde,

Mark yerine çamuru seven dizlere kurban.

Gülmek haram,     ağlamaktan uzaktın,

Kurulan tuzaklardan korkmaz arardın,

Ufkun   açık batıla karşı cephe alırdın,

Duygusal hareket etmeyen fikre kurban.

Seni anlatmak için kelimeler yetmez,

Sırrın bekti, önünden kimseler geçmez,

Odan açıktı, misafirsiz günün geçmez,

İkramda     bulunan zihniyetine kurban.

Beşircan hep vasiyetine uyup sözünü tutu,

O güzel sözlerini defterine yazarak not etti,

Çaresiz kaldı, seni arayarak arkasına baktı,

Daralınca destek veren bedenine kurban.

Beşir Yılmaz

YOZGAT’IMI ÖZLEDiM…

YİĞİTLERİN HARMAN OLDUGU BOZOK YAYLASINI

ÇAMLIĞIN     HUZUR VEREN MİS GiBİ HAVASINI

TADINA DOYULMAYAN MESHUR TESTİ KEBABINI

ANADOLU’NUN İNCİSİ YOZGAT’IMI ÖZLEDİM…

ÇOK OLDU TARİH KOKAN İLÇESİNİİGÖRMEYELİ

KADIPINARINDA MANGALDA ET PİŞİRMEYELİ

HELE HELE GÖBELEK TOPLAYIPTA YEMEYELİ

YEMYEŞİL CENNET AKDAĞMADENİNİ ÖZLEDİM

ALANDAĞINA CIKIPTA UZAKLARA BAKMAYI

ÇEKEREK ÇAYINA OLTA ATIP BALIK TUTMAYI

KAZANKAYA KANYONUNDA STRES ATMAYI

ÜNLÜ SOĞAN DİYARI AYDINCIK’I ÖZLEDİM

YAZIR       DAĞINDA RÜZGAR BİR BAŞKA ESER

CAVLAK HAMAMINA YUMURTA ATSAN PİŞER

CAN VERİR   OVAYA BARAJLAR VE GÖLETLER

KEMAL BEYİN EMANETİ BOĞAZLIYAN’I ÖZLEDİM

YERE VURSAN AYAĞINI SULAR FIŞKIRIR

BOY BOY KAVAKLAR SANKİ BİRBİRİYLE YARIŞIR

BURASI ALİMLER, ULEMALAR DİYARIDIR

ERENLER BELDESİ ŞİRİN ÇANDIR’I ÖZLEDİM

OKSiJEN DEPOSU YEMYEŞİL ORMANLARINI

KALETEPE KÖYÜNÜN MİS KOKAN YAYLALARINI

SU İÇERKEN KESİRİÇ BARDAĞININ LIKIRTISINI

SESSİZ,SUSKUN GÜZEL ÇAYIRALAN’IMI ÖZLEDİM

KÜMBET OVASINDA KOYUNLAR KUZULAR MELER

YEŞİLIRMAK KENDİ HALİNDE SAKİNCE AKAR GİDER

KISIN   TİPİ DERSİNDEN GECMEK CESARET İSTER

DAĞLARIYLA   OVASIYLA ÇEKEREK’İ ÖZLEDİM

ÇIPLAK DAĞINA CIKIP DEVECİYİ SEYRETTiN Mİ

YILMAN TEPESİNİ ATALHÖYÜĞÜ GÖRDÜN MÜ

MEŞE ORMANLARINI BOZKIRLARINI GEZDİ Mİ

TARİHE MEYDAN OKUYAN KADIŞEHRİNİ ÖZLEDİM

HER DAĞINDA       MUTLAKA BİR MAĞARA VARDIR

ESKİLERiN GÖZÜNDE HALEN ADI KARAMAğARADIR

SARAYÖZÜ ÇAYI AKASYALARIN BESİN KAYNAĞIDIR

MAĞARASIYLA ILICASIYLA SARAYKENT’İ ÖZLEDİM

HER     DERDE DEVA OLAN ÜNLÜ KABLICALARINI

ARTIK   KURULMASADA ÜNLÜ HAMAM PAZARINI

KISACA TOZUNU TOPRAĞINI AĞACINI YAPRAĞINI

BEŞTEPELERDEN SARIKAYA’MA BAKMAYI ÖZLEDİM…

KERKENEZ DAĞINDA BİR BAŞKA ESER RÜZGAR

DELiBAŞ ÇAYI ÇOSTUMU ÖNÜNE GELENİ YIKAR

ŞEHRİN ALTINDAYSA KARA ELMAS YATAR

VİLAYETİN CAN DAMARI SORGUN’U ÖZLEDİM…

ÇOK OLDU KARANLIKDERE VADİSİNİ GEZMEYELİ

DELİCE     IRMAĞININ DELİLENDİĞİNİ GÖRMEYELİ

DAĞLARDAN GELEN SOĞUK SULARDAN İÇMEYELİ

HER KÖŞESİ AYRI BİR GÜZEL ŞEFATLİ’Yi ÖZLEDİM…

ÇiÇEKDAĞINA       CIKIPTA HALAY CEKMEYİ

OVALARINA İNİPTE ARPA BUGDAY BİÇMEYİ

TARLALARINDA GEZİP KAVUN KARPUZ YEMEYİ

ANADOLUNUN TAHIL AMBARI YERKÖY’Ü ÖZLEDİM…

KOZANÖZÜNÜN KENARINDA KAMP YAPILMAZ MI

SIRCALI DAĞINA ÇIKIPTA MANGAL YAKILMAZ MI

DAMLALI VADİSİNİ SEYREDİPTE ŞİİR YAZILMAZ MI

TABLOLAR KADAR GÜZEL YENİFAKILI’YI ÖZLEDİM…

Emin Kılıç

KALETEPE’M

CEDDİMİZİN YAŞADIĞI YER BURASI

ORDA ATILMIŞTIR GENÇLİĞİMİZİN MAYASI

TARLASINDA, ORMANINDA GÜZEL HAVASI

CANIMIZA CAN KATAR KALETEPE’M

KESİRİÇ, OĞUZ SOYUNDAN BİR BOY ADIDIR

İHTİYARLARIMIZ HALA SENİ BÖYLE TANIR

KALEN BİZE TARİHTEN KALMIŞ BİR MİRASDIR

DAHA SIRLARINI ÇÖZEMEDİK KALETEPE’M

ALİMLERİN, ÂRİFLERİN, ALİLERİN, DİYARIDIR

YAŞAYIPTA, GİDENLER HALA SEVDALINDIR

ÇEŞMELERİ, AKAR SOĞUK SULARI ŞİFALIDIR

BİZİ DAİM SERİNLETİR KALETEPE’M

ZEKİ ÖZTÜRK, ANKARA, 31.01.2006

K Ö Y Ü M …

Karli daglari ,tasli yolları aşarım

Aşarak köyüm ancak sana ulaşırım

Lakin gelmesemde seni içimde taşırım

En güzeli seni görmektir güzel KÖYÜM…

Tabiat bile seninle daha güzel görünüyor

En güzel yesil ormanlar etrafını süslüyor

Pek çok köy senin güzelliğini kıskanıyor

Eşsizsin sen benim gözümde güzel KÖYÜM…

Emin KILIÇ, 23.Subat.2006

SILAYA DAVET

Yetmişlik dedeye kaldı yurdunuz

Almanya’da Hollandada Fransa da ne buldunuz?

Bırakın gurbeti sılaya dönün.

Köyümüz boz kaldı, eken bulmadı

Hayvancılık bitti etlik olmadı

Soğuk suda piknik yapan kalmadı

Bırakın gurbeti sılaya dönün.

Cemil Celik Almanya/Kassel

ÇAVUŞ ÇAKMAK ANISINA

BİR ÇINAR GİBİYDİN SEN DEVRİLMEZDİN

GAZEL OLUP UÇUP GİTTİN BE BABA

İNSAN DÜŞÜNMEZ Mİ EVLATLARINI

YANAN CİGERİMDE KÖZ OLDUN BABAM

FELEĞİN ELİNDE KOZ OLDUN BABAM

ŞU KARA TOPRAKTA TOZ OLDUN BABAM

SİGARASI SÖNMEZ TÜTERDİ DUMANI

UNUTMAZDI UZAKLARDA KALANI

AZRAİL LE EDEMEDİM ARANI

YANAN CİĞERİMDE KÖZ OLDUN BABAM

FELEĞİN ELİNDE KOZ OLDUN BABAM

ŞU KARA TOPRAKTA TOZ OLDUN BABAM

HASTENEDE KAN TER İÇİNDEMİYDİN

DÜN RÜYAMDA GÖRDÜN NE HALDEYDİN

BEN OKULDA İKEN KEFEN Mİ GİYDİN

YANAN CİĞERİMDE KÖZ OLDUN BABAM

FELEĞİN ELİNDE KOZ OLDUN BABAM

ŞU KARA TOPRAKTA TOZ OLDUN BABAMMMM.

RABİYA ÇAKMAK


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir